29 Temmuz 2016 Cuma

FARK ETMELİ İNSAN

Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı.
Farkı fark etmeli!
Fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen…
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını,
Fark etmeli!
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını,
Ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını,
Fark etmeli!
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu,
Fark etmeli!
Henüz bebekken ‘Dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, Ölürken de aynı avuçların ‘Her şeyi bırakıp gidiyorum İşte!’ dercesine apaçık kaldığını
Fark etmeli!
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli!
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra..
Azrail’in her an sürpriz yapabileceğini,
Nasıl yaşarsa öyle öleceğini,
Fark etmeli insan!
Ve ölmeden evvel ölebilmeli..
Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte;
Ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini
Fark etmeli!
Eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu
Fark etmeli!
Ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü
Fark etmeli!
Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde,
Çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını
Fark etmeli!
‘Seni seviyorum!’ demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü,
Ve gerektiğinde özür dilemenin verdiği huzuru
Fark etmeli!
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini,
Ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu
Fark etmeli!
Zenginliğin ve bereketin,
Sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini
Fark etmeli!
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını,
Ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini
Fark etmeli!
Çok geç olmadan fark etmeliyiz!
Çünkü bizim için hayat, yalnızca bugün,
Dün geldi geçti,
Yarın ise meçhul...

HAYATINIZ SEÇTİNİZ KADINDIR!..

Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun,
Hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır.
Tanıdığı ilk kadının, annesinin onu bıraktığı kat.
Bir erkek;
Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysa, giyim zevkinin gelişmiş olduğu bir bahçeye onu ancak bir kadın götürür.
Sofralarının inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysa, incelikli sofraların bulunduğu kata onu götürecek olan da bir kadındır.
Bir erkeğin birlikte olduğu kadın değiştiğinde
Hayatında değişen yalnızca bir kadın değildir,
Hayatının neredeyse bütünü değişir.
Bir başka kata, bir başka bahçeye geçer,
Ve orada her şey farklıdır.
Dinlediği müzik, okuduğu kitap, yediği yemek, gittiği yerler, buluştuğu arkadaşlar, hatta taktığı kravat bile değişir.
Bir erkeği hayatın içinde kadınlar gezdirir,
Hayatın katları arasında kadınlar dolaştırır.
Bu yüzden;
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
Bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,
Esprili bir kadına rastlarsanız espriniz,
Zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir.
Tüm bunların yanında yeni huysuzluklar, yeni kaprisler, yeni kavga nedenleri, yeni acılar da öğrenirsiniz.
Hayat, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır,
Babil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir.
Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.
Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat:
Yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatıdır.
Hayatın hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının durduğu kat belirler.
Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.
Bir kadın değil, bir hayat seçersiniz çünkü.