24 Ağustos 2016 Çarşamba

HAYATIN ANLA/MI?

Eski zamanların birinde bir adam, hayatın ne olduğuna kafaya takmış ve cevabını bulmak uğruna; gezmedik köy, kasaba, ülke bırakmamış.
Bir çok cevaplar da bulmuş lakin bu cevapların hiçbirisi aklına yatmıyormuş.
"Mutlaka akla yatan bir cevabı olmalı bunun!" diyen adamı hiç kimse de aramaktan vazgeçirememiş.
Derken nihayet bir köyde, konuştuğu insanlar ona "Şu karşı ki dağları görüyor musun? Orada ihtiyar bir bilge yaşar; istersen git, birde ona sor, belki aradığın cevabı sana verebilir." demişler.
Bizim ki durur mu? Hemen koyulmuş yola ve çok zorlu bir yolculuktan sonra ihtiyar bilgenin yaşadığı yere ulaşmış; ulaşır ulaşmaz da hiç beklemeden "Hayatın anlamı nedir?" diye bir solukta soruvermiş  bilgeye.
- "Çok basit! demiş bilge, bunun cevabını elbette söyleyebilirim sana ama, önce bir sınavdan geçmen gerekiyor." ve teklifi hemen kabul eden adamın eline bir çay kaşığı vermiş, içinde silme doldurulmuş zeytinyağı olan bir çay kaşığı! Sonra;
- "Şimdi dışarı çık ve bahçede bir tur atıp tekrar buraya gel" demiş ve peşi sıra da eklemiş; "Yanlız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağ eksilmesin; eğer bir damla eksilirse sınavı geçemezsin!"
Adamcağız gözü çay kaşığında, koca bahçeyi kan ter içinde turlamış gelmiş.
Bilge önce bakmış; kaşıkta ki yağ bir damla eksilmemiş.
Sonra sormuş; peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın cevap vermiş:
- "Bilmem, ben kaşıktan başka yere bakmadım ki.."
Yağ dolu kaşığı tekrar adama veren İhtiyar Bilge:
- "Şimdi tekrar elinde ki kaşıkla bahçeye çık ve yine bir tur atıp tekrar gel ama, bu sefer geldiğinde bana bahçeyi de anlatacaksın." demiş..
Elinde zeytinyağı dolu kaşıkla tekrar dışarı çıkan adam bu sefer gördükleri karşısında gözlerine inanamamış... Bahçedeki güzellikler insanı adeta büyülüyormuş, öylesine muhteşem bir bahçe...
Bu sefer geri döndüğünde bahçenin ne kadar muhteşem olduğunu, rengarenk çiçekleri, kelebekleri, ağaçları, meyveleri, şırıl şırıl akan dereyi, derede oynaşan balıkları, çimlerde koşturan kuzuları anlatmış da anlatmış... Bilge gülümsemiş; "Evet ama, kaşığında hiç yağ kalmamış!?.." ve devam etmiş;
- "İşte sorunun cevabı; hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya hayat akıp giderken sen sadece bir noktaya takılıp kalır ve başka hiçbir şeyin farkına varmazsın,
Ya da kafanı kaldırıp etrafına da bakar, hiç bir şeye ve dahi hiç kimseye takılıp kalmayarak hayatını yaşarsın. İşte hayat budur; fark ederek yaşamak!
"Hayatının anlamı da, değeri de, güzelliği de senin bakışlarında gizlidir...."
Belhli Celaleddin'in de dediği gibi;
Güzel bakan güzel görür,
Güzel gören güzel düşünür,
Güzel düşünen hayatından lezzet alır!..
ve güzellik, güzel görmek istediğin herşeydedir..


22 Ağustos 2016 Pazartesi

KELİMELER:

Kötülüklerde onda saklıdır, iyiliklerde...
"Hiç şüphe yok ki; sözde sihirleyen, müessir olan, bir kuvvet vardır." Hz.Muhammed
Konuşurken, okurken, dinlerken bazen bir kelimenin sihrine kapılıp bambaşka bir dünyaya ayak basarız. 
Bir kelime bizi kah hatıralar arasında gezdirir, kah hayallerimizin peşi sıra koşturur.
Kelimelerdir, hayatın sihirli değnekleri!
Bir dokunuşuyla; çelikten sert yürekleri ipekten bir atlasa çevirebilir,
Ya da sineleri kurşundan ağır yaralayıp, kılıçtan daha derin kesebilir...
Kelime deyip de geçmemek gerektir azizim; onlar ki fikrimizi, zikrimizi ve ruhumuzu gösteren işaretlerdir...
Bir kelime, sizi yaşama bağlayıp ayaklarımızı yerden keserken, bir diğeri aydınlık olan gününüzü zifiri bir karanlığa çevirebilir.
Kelimelerdir; hayatımızı, bakışımızı, kalbimizi, ruhumuzu, zihnimizi...değiştiren,
Dinleyenini yahut okuyanını uzun uzun düşündüren, ağlatan, güldüren, sarsan, silkeleyen...onlar ki ne muhteşem iksirlerdir.
Gönüllerde taht kurduran da onlardır, nefret uyandıran da!
İnsanları düşman edende onlardır, dost kılanda!
Yaklaştıranda,
Uzaklaştıranda...
Hep kelimelerdir.
Bizim Yunus'un da dediği gibi;
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı
Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz
Gel ahî, ey şehriyâri, sözümüzü dinle bâri
Hezâr gevher ü dinârı kara taprağ ede bir söz
Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini
Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ede bir söz
Yürü yürü yolun ile, gâfil olma bilin ile
Key sakın ki dilin ile, cânına dağ ede bir söz
Yûnus imdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Key sakın o şeh katından, seni ırağ ede bir söz