Anlat bana güzel! Anlat bana...
Aşkın mı hüsnünden yaman, hüsnün mü aşkından aşkın?
Hüsn-ü Aşk'ı anlat bana...
Vuslatın mı hicrinde gizli, hicrin mi vuslatında saklı?
Merâmını anlat bana...
Mâtem mi görünen şâdî, şâdî mi görünen mâtem?
Rüyanı anlat bana...
Dürr ile mercan mı taştır, taş mı dürr ile mercan?
Cevheri anlat bana...
Hayretim güzelliğinde bîmâr, zulmetim nûrunda peyda.
Derdi de, dermânı da anlat; tabîbi de, fermânı da...
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma dermân kim helâkim zehr-i dermânındadır.
Söyle bana dünya! Söyle bana...
Uyanıkken uyuyanları söyle, konuşurken bir şey söylemeyenleri de...
Uyurken uyanık kalmayı söyle, susarken çok şey söylemeyi de...
Zincirlerle, tasmalarla bent ettiklerini söyle bana; dilberlerle, civanlarla aldattıklarını da...
Alaca çakallara peşkeş çektiğin aynalarımızı anlat, taşlara nasıl çaldığını da...
Eti kemiği bürünüp başına, ruhunu ve kalbini ıskalayanları say birer ikişer, seherleri uykuya bağışlayanları da...
Bir damla merhamet için göz yaşının denizinde boğulanları söyle...
Hemân ağlayı geldim âleme, ağlayı gittim ben
San ol nilüferim kim suda yittim suda bittim ben
Yanıtla beni vehim! Yanıtla beni...
Geçip kaybolanın peşinde miyim ben, yitip de solanın içinde miyim?
Cevheri görünce arazı neyleyeyim; ya gerçeği buldukta sûreti?
Gül demine erince bülbülü neyleyeyim; neyleyeyim Azra çağında miskin Vamık'ı?
Cemâle ersem derim, cenneti neyleyeyim?
Şarabı bunda bulsam, Kevser'i neyleyeyim?
Ne bîm-i mihnet-i dûzah, ne ârzû-yı behişt
Şarâb-ı şu'le-i havf u recâ nedir bilmem