12 Nisan 2016 Salı

ŞAİR OLMAK - BİR GARİP ORHAN VELİ...

DALGACI MAHMUT
Hayatta herkesin bir rolü vardır. İnsanı biçimlendiren; içinde doğduğu kültür, yaşama birikimi ve mesleğidir. Seçtiğimiz ve yaptığımız iş, bizim kişiliğimizin kenar çizgilerini oluşturur. 
-Dalgacı Mahmut kimdir? 
-Kim olacak, şairdir? 
-Neden? 
-Neden mi? 
Şair, insanların gündelik telaşlarda kendini kaybettiğini düşünür. 
Oysa dünya güzel, hayat güzel, farkında olarak yaşamak güzeldir. 
Ah şu ekmek kavgası… Çoluk çocuk telaşı… İnsanlar bunu görecek halde değildir. 
Oysa şair öyle mi? 
O, doğanın ve yaşamanın güzelliklerini belirgin kılmak isteyen kişidir. 
Daha yaşanası bir dünyadır arzusu. 
Bu mümkün müdür? 
Bu elbette mümkündür, ama insanlar bunun farkında değildir. 
O, farkında olsunlar ister. 
Bunu da, okuyucuyu şaşırtarak yapar. Şaşıran insan kendini toparlamak, dikkatini yoğunlaştırmak telaşına düşer çünkü.
-Şu gökyüzünün güzelliğine bakın!
....................Kimse bakmıyor.
-Şu gökyüzünün güzelliğine bakın!
....................Yine kimse bakmıyor, hayret!
O da bir şiir yazıyor...

Şiir ne işe yarar ki? 
İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi. 
-Kimmiş bu deli adam?
- …
-Gökyüzünü mü boyuyormuş? Boyamış mı gerçekten? Gelin bir bakalım!
- …
-Eskiden ne renkti ki?
- …
İşte insan! Şairin istediği, sorgulayan insan! 

Eskiyi düşünüyor, bugünü gözlemliyor, her şey yerli yerinde mi? 
Farkına varıyor ve kuru kalabalıklara katılmak yerine; durmak istediği yerini kendisi seçiyor, belirliyor, konumlandırıyor… 
Çarşaf gibi durgun bir denizde bir tekne yol almaktadır.
Gönül denizinde şiirden bir gemi, dümende şair... 
Arkalarında dalgacıklardan bir iz, bir yırtık… Deniz kendi kendini tamir edebilir mi?
Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker,
Ben dikerim. 
Şair, doğanın sesidir, sözcüsüdür, dillendirendir ruhunu... 
Şair, dünyayı düzelten, herkese sözünü dinleten, lakin kendi gönlüne söz geçiremeyendir. 
O, her şeyi düzeltir de bir kendi hayatını düzeltemez. 
Denizleri geçer de, gider bir küçük derede boğulur. 
Büyük işler yapar, ama bir yuva kuramaz, bir ocak tüttüremez.
O dünyanın sorumluluğunu sırtlamış şair; bir kadının, evde kendi yolunu gözleyen bir sevgilinin sorumluluğunu üstlenemez.
İşte şimdi kendisiyle dalga geçmenin sırası gelmiştir: 
Dalga geçerim kimi zaman da, 
O da benim vazifem; 
Bir baş düşünürüm başımda, 
Bir mide düşünürüm midemde, 
Bir ayak düşünürüm ayağımda, 
Ne halt edeceğimi bilemem 
Kendisini en zayıf yerinden yine kendisi yakalamıştır. Büyük olmak, cesur olmak ve kendi kendini tamir edebilmektir 
ŞAİR OLMAK!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder