Ama biz yine de kötü olmayalım.
Sığ, zavallı, acınası olmayalım.Kinle, nefretle, hasetle, fesatla, kıskançlıkla dolu bir yürekle değil; tevazu, hoşgörü, sevgi, saygı, iyi niyet gibi tertemiz hislerle dolu bir yürekle yaşayalım.
Yaşayalım yani; bakalım, görelim, anlayalım, hissedelim...
Kaybetmeyelim insan olan yanlarımızı;
Işığımızı, umudumuzu, aşkımızı. İzin vermeyelim karanlık dünyalarına çekip öldürmelerine, insan müsveddesi üç beş puştun.
"İnsanların insanları sevip çevresine alaka duyması ve hatta yaratılmış cümle varlığı şefkatle kucaklayabilmesi; kendini bulup kendini bilmesine bağlıdır.
Gerek dünyevi gerekse uhrevi nice problemler vardır ki sevginin ve hoşgörünün büyülü anahtarlarından başka hiçbir şeyle çözülememiştir. Bu anahtarlara sahip kişi kemale ermiş kişidir."
İyi olmakta sebat edip iyi kalmakta direnen kazanacak. Ve kazandığı bir sınav değil, bir hayat olacak. Ama kazanmamız da kedinin kazdığından daha derin bir çukura gömülecek olmamız gerçeğini değiştirmeyecek bilesiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder