8 Eylül 2017 Cuma

SAMAN SARISI - NAZIM HİKMET

...
Ayrılık masanın üstündeydi; kahve bardağınla limonatamın arasında,
onu oraya sen koydun!
(Ayrılık) bir taş kuyunun dibindeki suydu, bakıyorum eğilip..
Bir koca kişi gülümsüyor bir buluta, belli belirsiz
sesleniyorum:
Seni yitirmiş gibi dönüyor sesimin yankıları.
Ayrılık masanın üstündeydi; cigara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama, sen ısmarladın.
(Ayrılık) kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin,
cigaranın ucunda senin
ve hoşçakal demeğe hazır olan avucunda..
Ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi,
aklından geçenlerdeydi ayrılık,
benden gizlediklerinde, 
gizleyemediklerinde,
ayrılık rahatlığındaydı senin,
senin güvenindeydi bana,
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın!..
Oysa beni seviyorsun ve bunun farkında değilsin;
ayrılık bunu farketmeyişindi senin.
Ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden, ağırlığı yoktu, tüy gibiydi
diyemem
tüyün de ağırlığı var
ayrılığın ağırlığı yoktu
ama kendisi vardı..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder